0c

Eylül 29, 2009

geviş getire getire genişledi gecem. uzun uzadıya konuştuk oldu mu diye... karanlığa alıştım dedi bense karanlığı aştım dedim. pol çağırdı sonra, gecesini aşmış gökyüzünün... kim vardı kim yoktu ben de göremedim. bildiğim bütün cümleleri sıraladım oralı olmadı kimse. sahi nereliydi bu kimse? döner miydi olduğu yerde?

ah çok yorulmuş oynamaktan, oynamaktan bu ok ve yayla, salacakmış kalbini uzaklara, bırakacakmış başka kızlar oynasın yerine... yollar gelir sonra yollar aklıma, bir de uykunun dağıttığı mahmur bulutlar. yürümek de isterdim oysa ki, gökyüzünde patlamalar, elin elimde, biz bağırsak duyar mıydı onlar, dünya soğuk ölü bir yer değil diye!

ben böyle sıralarken işte, bir şeyler değişti sanki, bir şeyler bir şeylerle yer değiştirdi, hiçbir şey değişmedi yani, bir şeyler iki şeyler olmak istedi belki. birkiüç birkiüç... saymak ne kadar güç. çünkü baştan başlayamayacak kadar çok sayı var. bu yüzden unutmak istiyorum ben saymayı. sevmeyi de saymayı da başka bir emre kadar yok saymak istiyorum... ben zaten andımızı da bandımız sandımdı. yaralarımız vardı ezbere yamadığımız ve elbette küçüklerim koyun, büyüklerim sayındı.

çünkü bu insanlar konuşmuyor bayım, konuşmuyor... sayıyorlar...

bunlar kalmış aklımda. aklımın kalıntılarına turistik geziler düzenleyeceğim yakında. harabelerimden müzeler inşa edeceğim. ve hayır, hayal kırıklıklarım üzerine yapmayacağım kelime oyunu. çokolayolurdu.

gel ağlamadan önce sen, duvarlara tırmanalım. hani kırmızı bir oda vardı, içinde de kara kitaplar...

0 comments:

Yorum Gönder

Çürümenin Blogu © 2008 Blog Design by Randomness