2c

Ekim 26, 2009

yasımı yarına bırakmak istemiyorum artık. ağlayamamışım yeteri kadar, anlayamamışım. gururumu yerle bir etmek de nafile, kimse kendini göremedikten sonra. böyle bir yazı yazmayı düşünmüyordum, böyle bir yazı derken aslında ne yazacağımı bile bilmiyorum ama hissedebiliyorum.
buraya bir son vermek istiyorum. çürümek kaçınılmazmış... anlaşılan yeşermek de öyle. öyle veya böyle çiçeklerim solmasın hemen, sulasın biri onları, yapraklarıma eğilip güzel şeyler fısıldasın, dallarıma inansın, sözlerime taşınsın, toprağımı tanısın, güneşimi tanısın, varsa dikenimi, yoksa koparsın sararmış bedenimi. çok mu şey istiyorum? bence istemiyorum.

yasımı tutmadan iyileşmeye kalkmakmış benimkisi, bu gece rüyalarımın köşeye sıkıştırmasından anladım. bu gece dedim, şimdi aradan bir gün geçti. şimdi bir gün daha. günler geçti artık biraz geçti yaz geçti yazı geçti, olan biten her şey geçti. anlasana işte yaşamak bir zamanlama sanatıymış. trenler gelir, trenler gider, ya nokta nokta olur önünden geçer, bakarsın beklersin, ya da sen nokta nokta karışırsın hayata. sana diyorum anla sana, eğer yaşamak zamanlama sanatıysa, kararsızlık da yaşayamama sanatıymış işte. hem doğru tren gelene kadar bir bakmışsın hayatın geçmiş, için geçmiş. iç içten geçmiş... o seyredegeldiğin raylar aslında içindeki faylar imiş...

ve aşkı kelimelere dökmek ne saçma şey. aşkı herhangi bir şeye dökmek ne sapan şey. takıntı insanı da değilim akıntıya bırakırım hep. demek ben kendimi sanmadığım bir şey oluyorum zamanla. saklıyorum zamanı samanlaşıyor elimde. zamanla ölüyorum nokta nokta anlayanım yok. olsun. ölsün.
uzun uzun da yazasım var kahretsin. uzuv uzuv anlatasım. ama kalbim hızlı hızlı atıyor, hezeyanlanıyorum.

aşka inanmıyorum ama bir boşluk var... içimde.

2 comments:

  1. aşk yeniden icat edilmeli: bir sahil kıyısında durduğumuz ikibindörtte güzel gözlü çocuklarken söylediğimiz gibi.

    sevdim.

  2. karanlık rüzgarsız bir gecede radyo açık şehirler uçup giderken ve toprak yumuşarken
    vücudunu aşağı çeken, o bir bataklık
    işte, hızlıca tırmanıyoruz dışarıya, ellerimizle
    çünkü ağzın tamamen dolmuş

    seni aşağılardan çekip çıkaran nedir eğer hileler değilse(ve yedi günlük bir sarhoşlukta
    o muhteşem şarkı aklımı yumruklayıp geçiyor
    ve kanımda atıyor)(ve, offffff, bu bir yalan
    ama hala aşkımı veriyorum ve kalbim hala tamamen canlı
    ellerinin koparıp alması için)
    bu keşmekeşe bir zerafet veren nedir eğer kurgular değilse
    eğer yalanlar ya da aşk değilse.........(ve)'çok güzelsin'

    kendi başına

Yorum Gönder

Çürümenin Blogu © 2008 Blog Design by Randomness